13 Şubat 2009 Cuma

biraz kaçık..biraz lafazan..




Damla Kalaycı, Saat 01:57 Tarih 08 Kasım
dünyayı yağlamak lazım
paslandı düzgün dönmüyor
aya gidip bakmak lazım
burdan bi şey görünmüyor...
dersler aldık yine saldık
bile bile akılsız kaldık
sabunla bu kirler çıkar sandık
sığ denizlere balıklama daldık...
insan gerçeği ararken
biz rüyalarda sevişirken
herkes kendine sararken
biz bahçelere daldık...
insan güzeli incitirken
biz eski zamanda yaşarken
herkes maskesini boyarken
biz çimlere uzandık.......................................................
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 15:26 Tarih 08 Kasım
siz çimlere uzanırken,
ben bir makinacı olarak,
kayıtsız kalamazdım kelimelerine,
gittik aya oturduk kratere,
açtık çantamızı su terazimiz içinde,
ölçtük biçtik gözledik eksenini,
hesapladık olası problemlerini,
derslere hiç girmeyelim,
pek sevimsizdir o konu,
lakin bu son cümleyi kurarken,
anladık dünyanın sorununu,
yatak sarmış, yozlaşmış,
eskimiş üzerini sinekler sarmış,
yağlamak fayda etmez olmuş,
en iyisi yenisini verelim biz size,
eğer ürün hala garanti kapsamınsa ise............................................:)
.
Damla Kalaycı, Saat 15:55 Tarih 08 Kasım
aman yanlış anlaşılmasın
dünyayla değil derdimiz
konuşup durduğumuz
insanlara sitemimiz...
bu toklukta adem n'apar
esir olmuş televizyon bakar
külü kalmış ateş masal
akıl vermiş neye yarar?
hapı yutup rüyaya dalar
bu boşlukta insan n'apar
canı sıkılır aya dalar
kendi bakar maymunu yollar
gözü döner adam asar
sonra marsta hayat arar
canlı yayında şeytanlarrrrr....
bir melek,bir tanrı bir şeytan var mı?
bir cirkin,bir güzel bir şehir var mı?
bir insan,bir dünya,hala ..... var mı?
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 17:24 Tarih 08 Kasım
koşuşturan insanlar sanki fırtına,
hırçın rüzgarlara tesim ettiğim nefsimi,
esip kavuran neminde aldım nefesimi,
koydum cebime sakladım sesimi,
belki gün gelir salarım kelimelerimi,
.
melek ile şeytan,
şeytan ile melek,
ikiside birbirine yapar kelek,
şişede durmayan rakı,
rakı balık roka,
acıktım birden,
ne televizyon ne radyo,
ne bu zavallı yaşam tarzı,
doyurmaya yetmedi zihnimin nefronlarını,
.
taykonotlar kozmonotlar astronotlar,
kasaba köy mezra,
şehir ülke dünya,
google earth yok aslında,
kapat gözlerini bak bulutlara,
hayal gücünün verecekleri var sana..
.
Damla Kalaycı, Saat 18:03 Tarih 08 Kasım
insan,ruh
melek,şeytan
hayaller,gerçekler
yalanlar,dolanlar
hepsi bi yerde bağlı değil mi dünyaya?
ve hep bi yerden bağlı değilmiyiz dünyaya?
hayal gücüm bana ne verdi?
gerçekler benden ne götürdü?
Hayalperest mi olmak lazım şimdi?
Yoksa tam gaz realizm mi haykırmalı?
.
Ve şimdi bu çelişkilerde
yine ben miyim düsen
hiç zamanim da yok ki
yine ben miyim kopup gelen
bilmedigim sey yok ki
yine de geldim dünyaya
hiç zamanim da yok ki
yine geldim dünyaya
hiç yok…
.
içim yanar içim bilmez
içim var içim düsünmez
içim ask içim degismez
içim saf içim kirlenmez
bu dersin sonu yok !!!
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 18:38 Tarih 08 Kasım
içim var üşümez,
içim var aşk geçirmez,
içim var içsizliğimi bilmez,
içim var içene tat vermez,
içim var sütaş bin basar, :))
.
sen ben biz,
ne fark eder ki biz kimiz?,
evrende bir nokta mıyız,
belki noktanın atomunda saklıyız,
atomda kuarkkuarın mezonu,
mezonun pionu,
hatta pionun bilmem neyiyiz,
.
olmuşuz varmışız ölmüşüz,
ne düşler görüp nelere gülmüşüz,
seni senden koparan sensin yine,
çelişkiler arkadaşın,
zaman yoldaşın,
yalnızlığın sevgilin,
benliğinde bulundurdukların bize miras,
dünyadaki günlerin duvarımızda fotoğraf,
aşkının ismi huzur olsun,
yüzünüzde bir tebessüm kocaman,
gözlerin daima göklerde,
kulakların ise hissizliğin kıyılarını döven dalgalarda bulunsun..
.
Damla Kalaycı, Saat 19:13 Tarih 08 Kasım
'iç'ten 'iç'e farklar bitmez
ben demiştim dersin sonu gelmez...
kimin neye nasıl baktığı bu kadar mı fark eder?
an gelir bilmemneyiz işte derken
an gelir dünyanın merkezi biz oluruz..
bencillik
melagomanlık
egoistlik
ve belki kendi dünyandan herkesi kovalayıp
kalır geriye şizofrenlik...
.
dünyan sıfır noktasına hızla düşmekteyken
elinin tersiyle olanı bırakıp
olmayanla yetinmek midir hayat?
.
balkona atarım kendimi,
dolunay değiştir beni
öyle derine dalayım ki,
kabarcıklar bile gözükmesin
derken bir yıldız kayar,
tutsam bile elim yanar
ruhumu çeker medcezir,
geri vermezse işime gelir
insan bazen kaybolmak ister,
kendi kendine kalmayı özler
hayaller kurmayı sever,
gercekler bazen az gelir
bu dünya bazen dar gelir,
bu hayat boş gelir .................................
yine de keyifli bir gün
.
'yine de keyifli bir gün' demek midir?
kendini kandırmaktan öteye gidememek mi?
yoksa herkesi kandırıp,kendini somutlaştırmak mı?
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 20:07 Tarih 08 Kasım
yok öyle şeyler,
hepsi insan uydurması.
yok öyle davranışlar,
hepsi adam kayırması.
yok öyle sıfırlar birler,
mini mini ikiler,
haniymiş sizi gidiler.
yok öyle bencil olmak,
sırt çevirip küs uyumak.
yok öyle yollarını ayırmak,
ayrı gidip kurda kuşa yem olmak.
yok öyle sağlıklı iken deli olduğunu söylemek,
delileri kıskanıp mesleklerini benimsemek.
yok öyle balkonlara kendini vurmak,
kendimi atıp az sonra gelecem demek.
yok öyle yıldızlara dokunmak,
yaşam dediğimiz bu oyunun kurallarını bozmak.
yok öyle derinlere dalmak,
gerçeklerden kelimeleri kullanarak kaçmaya çalışmak.
yok öyle biz ne obamayız ne bushuz demek,
tarafsız kalıp kimsesizlere kömür vemrek.
yok öyle dünyayı dar etmek,
savaş üstüne savaş açıp barışı sürekli gebe bellemek.
yok öyle keyifli günlerimiz,
keyfi kalan bizleriz.
yok öyle kendini korumak,
herkesi kandırıp kendini somutlaştırmak.
yok öyle böyle şöyle diye ahkam kesmek,
yok ders bitmemek,
hayat var olmaya devem ettikçe,
öğrenmek öğrenmek öğrenmek,
görevimiz tüm bilgilerimizi,
yolun sonunda toprağa emanet edip gitmek,
okul biter ders bitmez,
türkçesi "durmak yok yola devam"
gavurcası "keep walking"
bunların en önemlisi ise "en az üç çocuk yapın"
ayrıca bknz: "drink responsibly"
.
Damla Kalaycı, Saat 21:46 Tarih 08 Kasım
‘yok öyle’ler türetilmiş
Her renkten
Her şekilden
Her dokudan
Her sesten
Okunurken tek tek satırlar
Algılamakta zorlandı bu bünye
Ne demek istendi
Öylesine mi söylendi
Bi mesaj mı vardı
Msj yerine ulaşmadı
.
Bi yanda özgürsün sen koş forest gump koş
Bil ki sen bilmek istersen
Herşeyi kurtarırsın
Yaşı yok
yok ‘mış gibi’ davranmanın
Lüzumu yok
Zamanı yok keyfin kederin
Bi yanda zincirleme hayat
Nereye gidiosun başına buyruk
Otur oturduğun yerde
Kurtlar sofrasında otur sende
Kalkıp gidersen ya kurt düşer peşine kuzu postunda
Ya da zehir sofranda her tabakta
.
İlla ki kuralı varmış hayatın
Bakma kimse yaşamıyor aslında
Herkes izliyor bildiğin
Koyun içgüdüsü değil mi sanki
Sen nereye o oraya
Ben nereye şu şuraya
Saysan baksan kaç kişi ideallerinin peşinde
Hem zaten
Kime göre ‘yok öyle’?
Neye göre ‘pek tabi’?
.
En az üç çocuk yap sal sokağa
Biri açlıktan dilensin
Biri saflıktan sürünsün
Diğeri de sana
etmeye lüzum yok
Bushun altını temizlediği gibi
Obamayı da memnun etmesini bilir
''durmak yok yola devam''cı zihniyet
Hangi yol die sormak yok
Yolun gerisine bakmak yok
Önümüz uçurum bilen yok
Kriz doğa olayı değildi gökten düşsün
Şeriat yeni icat değil bi denensin
Dünü bil bugünü yaşa yarını tahmin et
Bak orda duruyor peynir gemisi
Ben yürütemedim yine laflarımla
.
Hem zaten sen değil ben değil
Kim bu 3 kişiden diğer ikisi!!
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 22:20 Tarih 08 Kasım
öylesine değildir sözlerim,
ben yolunu gözlerim,
çocukluğumu çok özlerim,
nenecim soğuk su verirdi bana,
koşar oynardım arka bahçenin kuytularında,
ben ne bileyim büyüyeceğimi,
sorumluluklar alıp altında ezileceğimi.
.
ne obamacıyım,
ne bushcuyum,
ne yolunu bilmez otostopçuyum,
biz biziz..
biz ampulüz dediler,
60 W olanı var 100 W olanı var,
olan parlaklık değil içerik,
ha sarı olmuşsun ha beyaz,
önemli olmak karanlığı aydınlatmak,
bilinmeyeni bilinir kılmak,
hepsi bozuk çıktı. çalışmıyor,
karanlıklar sevsin sarsın bizi,
edison görse kan ağlar garibim.
.
koş forrest koş demişsin,
çok pis koşar forrest bilirsin,
yürekten gelir onun koşusu,
gücü kudreti zihnindeki çoşkusu.
.
hayat bizi etti köle,
köle olmazsan yiyeceğin kötekleri gör hele,
yozlaşmak en büyük yol,
sessiz kalmak en büyük taktik,
robotlaşmak saygı getirir oldu bize,
ne kurt sofralarına oturdum,
iki dirhem et için kavgaya koyuldum,
arkadaşlarımdan dostlarımdan oldum,
kendimi dağlara bayırlara vurdum,
vurdum da ne oldu,
o üç çocuktan ilki önce karşıma çıktı,
dedi bana "açım abi",
sıkıştırdım eline bir çorba parası,
başka birşey yapamamak koydu,
sonra ikincisi geldi karşımda durdu,
saf saf yüzüme baktı,
gülümsediğim yüzüm yüreğimden ağladı,
koştu hemen kayboldu,
kızılderililerin bir sözü vardır,
balık verme tutmasını öğret der,
öğrenemedik öğretemedik,
bu böyle gider,
engel olunamaz durdurulamaz,
ama korkma hiç birşeycik olmaz,
sallanır sağa,
sallanır sola
belki bilmediğimiz başka taraflara daha,
ama bulur kendini,
temizler bedenini, benliğini,
sahipsiz değil hiçbirşey,
içimden geldi gülesim bu arada,
tanrı amerikayı korusun!!
ne alaka anladın sen.. :)
.
Damla Kalaycı, Saat 22:42 Tarih 08 Kasım
gün gelecek ne yeşil kalacak bi tepede
ne de şafak sökecek Mustafa nın bıraktığı ülkede
onun ruhuyla
onun beyniyle
onun vatan sevgisiyle
yaşamak vardı bu günlerde..
.
şiir demişken
şiir denemez ki bunlara
hiciv desem taşlama değil
lyuhlama desem hohlama değil
lambaya puf de
hohlama puf
gelir devran döner
et döner tavuk döner
sen Allah amerikayı korusun
içimdeki mantıklı şairane ruhum söner...
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 22:50 Tarih 08 Kasım
öyle tabi,
ben bittim,
gittim,
dilimde tüy,
parmaklarımda derman kalmadı,
sistem hatası verdim,
.
yeniden başlatıyorum kendimi,
umarım herşey daha güzel olacak..
.
Damla Kalaycı, Saat 22:55 Tarih 08 Kasım
madem öyle
işte böyle
ağızdan alev yetmez bize
bir efekt daha isteriz
kulaktan buhar fısslasa pek gülerizzz =)
.
kendini yeniden başlat
hayatı yeniden başlat
insanları yeniden yarat
gerçekçisin sanırdım
bildiğin hayalperest çıktın...
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 22:57 Tarih 08 Kasım
bak tahrik etme beni,
asabiyim stresliyim,
önce yakarım sonra ısırırım,
bir de üzerine düz yazı yazarım,
kriminale olayı oradan okurum haaa..
.
Damla Kalaycı, Saat 23:08 Tarih 08 Kasım
asab dediğin nedir yaa?
2 tek at ne asab kalır ne stres
aman dikkat et alkolü alıp
yakarım ısırırım dersen
kendini yakar ısırcak adam bulamazsın =)
.
ayrıca düz yazmak klişe bi olay
sen yine düz yaz,
3 kelimede bir satır atla :P
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 23:12 Tarih 08 Kasım
farsça olan "ahsabî" kelimesinden dilimize geçmiştir, Osmanlı zamanında rafadan yumurta için Fransız halkın daha çok kullandığı "à la coque" kelimesine karşı, 1627 yılında "umumi suzidil" ismi ile Firuzi Ahmet Efendi'nin yazmış olduğu eserde ilk olarak "asab" biçiminde kullanılmıştır. takip eden yüzyılda önceleri divan üyelerince benimsenmemiş olup takibinde halk arasında "asabi" biçiminde raks etmiştir. tüm bu olaylar karşısında bir İspanyol olarak çok uluslu Osmanlı devleti altında barış içerisinde yaşamakta olan genç çeşnicibaşı Faron Fausto Feliciano Federico "excelente!" demekten kendini alamamıştır. işte kısaca böyle diyeyim sana..
kaynakça;
1-Encyclopedia of The Anger Problem, International Books, New York, 1991.
2-Kanafani, Nu’man. “Rage- A Catalyst for Peace”, The Economic Journal, June 2001.
3-Owen, Roger ve Pamuk, Şevket. “A History of Middle East Rage in the Twentieth Century”, Harvard University Press, 1999.
4-TDV İslam Ansiklopedisi.
5-http://www.stoptorture.org.il
.
alkol bana yasak
alev neyim çıkarıyorum
olup olmadık sofra
falan tutuşuyor sonra
3 kelimede bir satır atladım oldu mu? :)
.
Damla Kalaycı, Saat 23:21 Tarih 08 Kasım
değişik bi imha komplosu
önce beynime o ASAB tarihçesini yükle
sonra yazım şekli die bnm asabımı harmanla
olcak iş değil
çekilcek dert deil
söylencek laf değil
o KISACA die bi de dalga geçtiğin tarih silsilesi
eğil salkım söğüt eğil
alskfşlasnclaksnfasjci........
.
Şafak Yeşiltepe, Saat 23:28 Tarih 08 Kasım
..damla artık düz yazıya dön ne olur :))

.
.
.
VE NORMAL HAYATA DÖNÜLÜR...

Hiç yorum yok: