8 Ocak 2010 Cuma

Uludağ' da kardanadamlar...

Zirvede yine de gözümüz yükseklerde hep daha zirveye hep daha yükseğe çıkma isteği var içimizde...




Tek bi noktadan gözümü ve kadrajımı ayıramadım nitekim bir çok kare fotoğraf çıkarttım...









Anne ve yavruları misali...



















Telesiyej - teleski - telefrik tartışmasını başlattığım an...














Babam da öğrendi daha ilk günden =)




Güneşin batımıyla aynı hızdaydı telesiyej...




Nokta!









''Yol boyunca kar mücadelesi yapıldığından ters yönden iş makinası çıkabilir''
Ve en çok güldüğüm 'kar mücadelesi' dir =)




TEK YOL DEVRİM bilirdik biz bi?! Ona n' oldu?














Karda yürümek.. Nefes nefese kalmak.. Ayaklarımızdan çıkan sesi karnımızda hissetmek.. Evet!









Bembeyaz çarşaf üzerinde karıncalar kayıyor..




Yavru karınca çarşaf üzerinde bıraktığı her kırışıklıktan büyük haz alıyor..









Kaybolamadık bile ne acı!




İlk ders: 'Kar sapanı'
İlk heyecan: Başbaşa öğrenmek...














Telesiyejle zirveye tırmakmak HUZUR!,




Zirvede hazırlık HEYECAN!,




Kayarak vadiye doğru süzülmek ÖZGÜRLÜK!..









Karıncaların ilk dersi




Yetişkinler öğrenmek için o kadar çaba sarfederken miniklerin marşlar söyleyerek süzülmesi ne sinir bozucu ama bir o kadar sevimli...









Hep böyle kalalım istedim; hep çocuk hep masum ve hep mutlu...

Hiç yorum yok: