6 Nisan 2009 Pazartesi

aklım bilemedi !!!

Asansör ve kahve makinalarının birer dişi varlıklar olduğunu hesaba katarak ‘I’ll kill her’ diyorum ve dinliyorum ve dinletiyorum…




İnsanları anlamakla onlarla anlaşmak farklı şeymiş, an itibariyle anlamış bulunuyorum.

Bir arkadaşım vardı kimseyi anlamadığını, kendi düşüncelerinin hiçkimseyle uyuşmadığını söyler dururdu. Üzülürdüm yalnız kalacak bu çocuk diye. Ama nedense herkesle de gayet iyi geçinir, kimseyle didişmez, herkes de pek severdi kendisini. Çevresinde her türden insan, hepsiyle aynı ve yakın samimiyetteydi..


Gel zaman git zaman onu yakın markaja almaktan sıkıldım ve kendimle uğraşmaya başladım artık. Ben ne durumdayım diye ‘yokladım’ insanlarla ilişkilerimi ki yoklamaz olaydım. Sonuç tam bir felaket. İnsanları gayet iyi anladığımın hep farkındaydım zaten, o konuda bir sorunum yok. Evet herkes farklı kişiliklerde beklentilerde olabilir hı hı eved (bilmişim de biraz). Ama sorun şu ki özellikle anladığım kimseyle anlaşamıyorum. Anlamadığımın da zaten olmadığını düşünürsek anlaştığım insan da yok olmuş oluyo hı hı eved (bak hala!) .

Sonra kendimi de ‘incelemekten’ sıkıldım, daha bi sıkıcı geldi çünkü. Günlük hayatta kullandığımız eşyaları ve makinaları ‘irdelemeye’ başladım. Kaç kişi asansör ve kahve makinasıyla kavga halinde olur ki? Sorarım…

İnsanları anlama yetimi eşyalar üzerinde göremeyişim bana zarar veriyo, ama arkadaşlarıma gayet eğlenceli geliyo hı hı eved. Bi işe yaradım sanırım (a-ah bende mi herşeyin iyi yönünden bakan polyanna oluyorum yoksa, imdat!)

Gelelim asansör ve kahve makinasıyla olan münasebetime. Hayır ben şimdiye kadar ‘bunların da hep bozuğu bana denk geliyo’ deyip kendimi şanssız saymıştım. Meğersem bozuk olan onlar değil benim anlayışımmış.

3. kattayım ve 1. kata inmek istiyorum. Asansör şu anda 2. katta, çağırmak için yukarı düğmesine mi aşağı düğmesine mi basarsınız? Benim bildiğim ben yukarıdaysam ve asansör aşağıdaysa, yukarı çıkması için yukarı düğmesine basarım. Boşuna mı ‘asansör çağırmak’ eylemini yapıyoruz? Asansöre komut verirsin ben burdayım diye gelir kardeşim.. Meğersem öyle olmuyomuş. Sen ne yöne gitceksen o düğmeye basman gerekiyomuş. Ben 3 teyim, asansör 2. katta, 1. kata inmek için aşağıya basmam lazımmışmışmış. E çok mantıksız. Ama tamam herkes yanılıyo olamaz, asansörün bozuk değil benim yanlış bildiğimi kabul ediyorum.. Yine de MAN TIK SIZ!

Kahve makinası biraz daha karışık. Bir gün ders arasında sıcak çikolata içmek istedik arkadaşla ve gittik pek sevimli, her işlevi gören, mis gibi suyunu da erkekler tuvaletinden alan makinanın yanına!. Sıcak çikolataya ait olan düğmenin altında şöyle bit not var. ‘sıcak çikolata (şekerli)-şeker ayarı yoktur’. Bence makine bize diyor ki ‘arkadaşım zaten içinde şeker var biz öyle veriyoruz, sen bi de şeker ayarı yapmaya çalışma, yok öyle bi ayar’. Uzun saatler süren hararetli tartışmalar sonucu meğersem öyle demek istememiş kendileri. ‘şeker ayarını biz yapmadık siz yapın demek istemiş’ . Diz çöküp bardağın çıktığı ve kahvenin dolduğu girintiye soktum kafamı ve evet şeker at diyince bi güzel boşaltıyo toz şekeri. Öyleymişmişmişmiş. Ama çok MAN TIK SIZ yah, ağlıycam..

‘vay salak’ dediğini duydum, lütfen çok ayıp !!! saf olabilirim biraz belki ama benim de böyle bir anlayış tarzım var LÜTFEEEN!!! Bunu tarza bağlamam da güzel oldu hı hı evet (bilmiş kare bilmiş)

Evet görüldüğü üzere asansör ve kahve makinasıyla da anlaşamıyorum.. İnsanlardan farkı bi de anlamıyorum..

Yazı boyunca farkettim ki irdelemişim, incelemişim, yargılamışım… bi de ‘ırgalamak’ var ki oldum olası komik bulmuşumdur bu kelimeyi..bi ara bişeyleri de ırgalamak istiyorum hı hı evet =)

Hiç yorum yok: